Manchester United şu anda Erk Ten Hag yönetiminde bü yeniden büyük bir yapılanma içinde. Son birkaç yılda yaptıkları tüm yatırımlara rağmen Manchester City, Liverpool ve Chelsea gibi rakiplerinin sergilediği parlak performansın yanına bile yaklaşamadılar. Gelecek sezona girerken, Sir Alex Ferguson’un emekliliğinden bu yana dördüncü kez Şampiyonlar Ligi’nde futbol oynayamayacaklar.
Manchester United taraftarlarının başarıyı tatma alışkanlığı daha dünkü haber gibi. Eski Aberdeen menajeri yönetiminde Manchester United, İngiltere’nin en büyük kulübü ve dünyanın en tanınmış kulüplerinden biri haline geldi. Oynadıkları futbol ve kazandıkları şampiyonluklar herkesin onları takdir etmesini sağladı. Tekrar o seviyeye geri dönebilecekler mi?
Bu sorunun cevabı futbol camiasını ikiye bölüyor. Ancak Nottingham Forest ve Aston Villa gibi takımlarla aynı sıralamada yer almaları için daha fazla neden var. Bugünkü Kırmızı Şeytanlar ile Ferguson yönetimindeki sonraki yıllar arasında ortak bir nokta varsa o da sahiplerine, yani Glazers Ailesi’ne duydukları nefrettir.
2013 yılında Manchester United’dan ayrılan tek önemli isim İskoç menajer değildi, David Gill de onu takip etti. Böylece tüm yönetimsel ve transfer kararları Manchester United CEO’su Ed Woodward’a devredildi. Manchester United’dan önce hiçbir Avrupa kulübünde futbolla ilgili kararlar almamış olan Ed Woodward’a, o dönemde İngiltere’nin en büyük kulübünde futbolla ilgili kararlar alma yetkisi verildi.
O zamandan beri, üç kez Avrupa Şampiyonu olan takım sadece kötü transferler yapmakla kalmadı, aynı zamanda işlerini tamamlamaları için gerekli araçlara sahip olmayan menajerlerle de anlaştı. David Moyes, Sir Alex’in emekliliğini açıklamasından tam bir yıl sonra görevden alındı. Onun tek yaz transfer döneminde, 13 kez Premier Lig şampiyonu olan takım Cesc Fabregas ve Toni Kroos gibi isimlerle anıldı ama sonunda Everton’dan Marouane Fellaini’yi kadrosuna kattı.
Kadronun kötü yönetimi Louis Van Gaal ve Jose Mourinho yönetiminde de devam etti. 2014’te birçok oyuncuyu kapı dışarı etmelerine rağmen, kulübün transfer ettiği oyuncular hiçbir zaman uzun vadeli transferler olmadı. Angel Di Maria İngiltere rekoru bir transfer ücreti karşılığında imza attı ancak hedefi Fransa’ya gitmek olduğu için hiçbir zaman kulüpte kalmak istemedi ve bir yıl sonra da bunu yaptı.
Benzer şekilde Radamel Falcao da kulüpteki en yüksek maaşlı oyunculardan biriydi ancak hiçbir zaman getirildiği etkiyi yaratamadı. Bu nedenle, 2014 yazında imzalanan her iki oyuncu da bir yıl sonra kulüpten ayrıldı. Ancak Van Gaal, taraftarların sevineceği bir şeyler yapmak için genç oyuncuları takıma kazandırmakta ısrar etti. Anthony Martial ve Marcus Rashford A takıma çıktı ve hücum potansiyelleriyle taraftarları heyecanlandırdı.
Tam da genç kadronun her sezonun ardından daha da güçleneceğini düşünürken United, Hollandalı teknik adamın yerine Jose Mourinho’nun getirildiğini açıkladı. Portekizli teknik adam, genç oyuncular söz konusu olduğunda güvenebileceğiniz son teknik direktör. Ancak yönettiği tüm kulüplere kupalar kazandırma eğilimindeydi.
Sir Alex Ferguson emekli olduğundan beri kulüp, Şampiyonlar Ligi’nde futbol oynamayı garantiledikten sonra teknik direktörlerini desteklememe eğiliminde. Louis Van Gaal’e 2015 yılında Şampiyonlar Ligi’ni garantilediğinde kendi oyuncularını vermediler. Mourinho Avrupa Ligi’ni kazandığında takımdaki dört ya da beş oyuncudan kurtulmak istedi ancak Woodward bunu reddetti. Bunun dışında, transfer döneminde sadece üç oyuncuyla sözleşme imzalamak Kırmızı Şeytanları altıncılıktan birinciliğe taşımayacaktı.
Jose Mourinho sky sports’a “Dört farklı ülkede sekiz lig şampiyonluğu kazandım. Ancak Manchester United ile ligi ikinci sırada bitirmenin futboldaki en büyük başarılarımdan biri olduğunu tekrarlıyorum,” dedi.
Mourinho gibi bir seri galibiyetlere sahip birinin böyle bir şey söylemesi, perde arkasında olup bitenler hakkında çok şey gösteriyor. Ole Gunnar Solskjaer 2019/20 sezonunu üçüncü sırada tamamladı. Ancak yaz aylarında kendisine, kulüpte hiç istemediği iki oyuncu olan Edinson Cavani ve Donny Van de Beek verildi. United bir sonraki sezon iyileşme gösterse de transferdeki sorunlar devam etti.
2021 sezon öncesi Soljskaer’in yardımcısı Mike Phelan, kulübe eski Cardiff menajerinin 4-3-3 dizilişi oynamak istediğini ve bunun için defansif oyun kuran oyuncu istediğini söylemişti. Kulüp onun emirlerini dinlemek yerine Cristiano Ronaldo’yu kulübe getirdi. Şimdi açıkçası, büyük Portekizliyle sözleşme imzalamak için iki kez düşünmemelisiniz. Ancak, takım oyuncudan daha önemlidir.
Orta sahadaki derinlik eksikliği, takımın küme düşen takımlara karşı parkin ortasinda egemen hale gelmesiyle tüm sezon boyunca kendini gösterdi. Bazı transferler konusunda sadece menajerlerinin fikrini alan birçok kulüp var. Ancak futbolla ilgili kararları gözlemci aglarina dayanarak verirler..
Manchester United’da futbolcu izleme ağı, Ten Hag’den önce gelen dört menajer tarafından getirilen kişilerden oluşuyor. Dolayısıyla, futbolcu izleme ağının mevcut futbol kadrosu kadar büyük bir karmaşa olduğunu görebilirsiniz.
2021/22 sezonunda en çok kazanan ilk 10 oyuncudan bahsedecek olursak, Manchester United’ın listede beş oyuncusu bulunuyor. Alex Ferguson yönetiminde ücret yapısı, yerini asla dolduramadıkları kaptanları Roy Keane gibi oyuncular için sadece bir kez bozuldu. Şimdi ise Jadon Sancho gibi yeni transferlerin Şampiyonlar Ligi ve Premier Lig şampiyonlarından daha fazla kazandığını görüyoruz.
Manchester United’daki ücret yapısıyla ilgili sorunlar Wayne Rooney’nin 2014’teki sözleşmesinden bu yana devam ediyor. Ardından, Alexis Sanchez’in 2018’de kulübe imza attığında haftada 500 bin dolar aldığını gördünüz. Bu alışkanlık o zamandan beri devam ediyor. Kırmızı Şeytanlar geçmişte galaktik oyuncuları satın almaktan hiç vazgeçmedikleri için, yeni menajerleri yönetiminde de yakın zamanda bu alışkanlıklarını değiştireceklerini düşünmüyoruz.
Manchester United en son Premier Lig şampiyonluğunu kazanalı 10 yıl, en son kupa kazanalı ise 5 yıl oldu. Ancak, Liverpool’un yaptığı gibi işleri geliştirirseniz, insanlar tüm bunları unutup oynadıkları futbolu takdir etme eğiliminde olurlar. Ancak Old Trafford’da oynanan futbol ve alınan sonuçlar düşüş eğiliminde ve bu durum değişecek gibi de görünmüyor.