Manchester City şu anda Avrupa’nın en iyi takımlarından biri. Bir zamanlar düşük puanlı olan bu kulübü vahşi bir hücum birimine dönüştürmeyi başaran Pep Guardiola’ya teşekkür etmek gerek.

Ancak bu kulübün devrimi İspanyol’dan bile önce gerçekleşti. İspanyol dahi gelmeden önce Citizens çoktan gümüş madalya avına başlamıştı. Nitekim iki Premier Lig şampiyonluğu elde etmişlerdi.

Roberto Mancini ve Manuel Pellegrini gibi isimler, bugün neredeyse durdurulamaz bir güç olarak bildiğimiz takımın ateşlenmesinde pay sahibi olabilirler. Ancak her iki menajer de başarılarını o dönemde almayı başardıkları santrforların kalitesine bağlayabilir. Mario Ballotelli, Edin Dzeko, Emmanuel Adebayor, Carlos Tevez ve efsanevi Sergio kun Aguero gibi isimler attıkları gollerle Etihad’ı ateşe verdi.

Arjantinli hücum ikilisi Sergio Aguero ve Carlos Tevez, Manchester’ın mavi yakasının daha önce hiç görmediği bir fiziksel coşku ve Güney Amerika inceliğiyle oynadıkları için en ünlüleriydi.

Carlos Tevez, büyük tartışmalara sahne olan bir anlaşmayla ezeli rakip Manchester United’dan sansasyonel bir geçiş yaptı. Yine de anlaşma yapıldı ve Arjantinli oyuncu taraftarlara kulübün arzulanan zirvelere ulaşmasına yardımcı olacağına dair söz verdi. Arjantinli oyuncu Galli forvet Craig Bellamy ile birlikte mükemmel bir performans sergiledi; kombinasyonları heyecan verici ve tehlikeliydi.

Sergio Aguero, vatandaşının bıraktığı yerden devam edeceği umuduyla Atletico Madrid’den transfer edildi. Forvet oyuncusu, Arjantinli arkadaşından daha üretken, daha teknik ve Premier Lig’deki rekorları bugüne kadar eşsiz kaldığı için daha da iyi bir versiyondu. Ne yazık ki Aguero’nun efsanevi kariyeri Barcelona’da geçirdiği kısa dönem sırasında kalbindeki düzensiz ritim nedeniyle durmak zorunda kaldı. Öte yandan Tevez geçen sezon emekli olduktan sonra şimdi antrenörlük yapmaya başladı.

Bununla birlikte, Norveçli muamma Erling Haaland’ın son imzası, Güney Amerikalı çiftle doğrudan karşılaştırmalara neden oldu. Taraftarlar, uzmanlar ve eleştirmenler Norveçli oyuncunun selefleriyle kıyaslandığında nasıl bir performans sergilediği konusunda farklı görüşler dile getirdi. Bu makale konuya daha yakından bakmayı ve yeterli analiz sunmayı amaçlıyor.

Kale önünde ustalık

Açık konuşmak gerekirse, her üç forvet de kendi başlarına etkili olma konusunda güçlü bir iddiaya sahip. Üçü de merkez forvet olarak oynadı ve gerektiğinde ürünlerini sundu. Yine de Aguero ve Tevez ikilisi geriye çekilip daha tanınmış bir santrforu tamamlama yeteneğine sahipti.

Erling Haaland’ın bunu yaptığı görülmüş şey değil. Ancak konumuz bu değil, Carlos Tevez diğer iki forvetle kıyaslandığında en az etkili olan isim. Arjantinli oyuncu West Ham United’da ve Manchester’ın her iki yakasında oynadığı 202 maçta 84 Premier Lig golü attı. Bu da 90’da 0.41’lik bir gol oranı anlamına geliyor ve 275 Premier Lig maçında 187 gol atarak 90’da 0.67’lik bir oran yakalayan vatandaşının gerisinde kalıyor.

Erling Haaland henüz Premier Lig’de bir topa vurmadı, bu yüzden bu konuda eski oyuncusuyla kıyaslanamaz. Ancak 22 yaşındaki oyuncunun Şampiyonlar Ligi’ndeki korkutucu karnesi kesinlikle endişelenmeye değer. Forvet oyuncusu Avrupa’nın en üst düzey turnuvasında sadece 19 maçta 23 gol attı! Borussia Dortmund formasıyla maç başına neredeyse bir gol ortalaması tutturdu ve Almanya’da oynadığı 88 maçta 85 gol kaydetti.

Avusturya ve Almanya liglerinde geçirdiği dönem de gollerle doluydu. Norveçli oyuncu kulüp takımları için toplam 155 gol attı. Kelimenin tam anlamıyla gollerle yatıp gollerle kalkıyor ve Kylian Mbappe’nin hemen arkasından en değerli ikinci oyuncu olması da oyundaki konumunu yansıtıyor. Aguero ve Tevez ikilisi gol yollarında etkili olsalar da, Haaland’ın istatistikleri en azından bu özellikte bu ikiliden daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Oyun Stili

Güney Amerikalı Aguero ve Tevez ikilisi oyuna dahil olma isteklerinde daha agresifken, Norveçli oyuncu daha çok pozisyon alma konusunda endişeli. Carlos Tevez oynadığı günlerde yardımcı oyuncu olarak biliniyordu. Arjantinli oyuncu forvet pozisyonlarının herhangi birinde oynayabiliyor ve hatta ihtiyaç halinde orta sahaya bile inebiliyordu. Ancak daha çok santrfor ve sağ kanat oyuncusu olarak görev yaptı. Savunmayı güç kullanarak aşabilir, defans oyuncularına zoraki fauller yaptırabilir, orta sahaya toplar atabilir ve hatta uzaktan şutlar çekebilirdi.

Sergio Aguero da benzer bir oyuncuydu ancak hiçbir zaman orta sahada oynamasına gerek duyulmadı. Daha tanınmış bir santrforla birlikte oynama ve yine de çift haneli sayılara ulaşma becerisi çok az takdir edildi. Birkaç eski City forvetiyle eşleşti ve onlara asist yaparken onlardan daha fazla skor üretmeyi bile başardı. Sergio Aguero tüm Premier Lig savunmaları için bir tehditti çünkü minyatür yapısı onun sayısız hasara yol açmasını engellemiyordu. Takım arkadaşlarıyla ustalıkla bağlantı kurabiliyor, savunmanın içinden geçebiliyor, takım arkadaşlarına alan açabiliyor ve uzun mesafeli vuruşlar yapabiliyordu.

22 yaşındaki Haaland, arkasındakilerin yaratıcılığından faydalanmayı tercih ediyor. Kariyerinde şu ana kadar tüm takımları için öndeki adam olma ayrıcalığına sahip oldu ve Jude Bellingham ve Jadon Sancho gibi isimlerden faydalandı.

Çok uzaktan şutlar da atabiliyor ama bunu eski isimlerle aynı kefeye konacak kadar sık yapmıyor. Haaland, Kevin de Buyne, Bernardo Silva ve Riyad Mahrez gibi oyunculardan bir kez daha faydalanabileceği için kendini şanslı sayabilir.

Fitness, sakatlıklar ve Kondisyon

Sakatlıklar olmasaydı, Sergio Aguero kendisi için belirlediği rekorları aşabilirdi. Mükemmel performansları şüphesiz unutulmazdı ancak sakatlık karnesi oldukça sorunluydu.

Tevez daha az sakatlanmasına rağmen, disiplinsizliği ve kondisyonsuzluğu kariyerinin gidişatını yavaşlattı. İngiltere’de geçirdiği süre boyunca kötü davranışları nedeniyle düzenli olarak para ve men cezaları aldı. Aldığı kilolar da Arjantinli oyuncu için bir sorun teşkil etti ve birçok kez uygunsuz bulundu.

Erling Haaland son zamanlarda cerrah masasının müdavimlerinden biri haline geldi ancak fitness ve kondisyon konusunda mükemmel bir rol model. Portekizli ikon Cristiano Ronaldo’nun yolundan gittiği için yemek diyeti oldukça örnek teşkil ediyor. Aynı zamanda düzenli olarak spor salonuna gidiyor, bu bağlamda Norveçli oyuncu günümüz futbolunun en formda ve en hızlı forvetlerinden biri olarak çok daha üstün.